TİLKİYLE KUYRUĞU Ankara Notları/1

“gazetecilerin önem vermeyip geçtiği olayların, insanların öykülerini bulacaksınız” diyor. ” kitabın sonundaki bir kaç yazı domuz konusuyla ilgiliydi. Gericiler çok saldırdı, yalnız kaldım. Ama yalnızlık insana daha bir güç veriyordu. En büyük desteğim bilime inanmış, gerçekçi okurlar oldu” diye ekliyor. Günümüz gazetecilerine bir de öğüdü var; ” Bıraksınlar lider konuşmalarından yazı yazmayı. Dedikodu yazarlığını bıraksınlar, yeni konular yaratsınlar. Örneğin dursunlar Köy Enstitüleri gerçeği üzerinde, dilin özleşmesi üstünde. Domuz eti üstüne yazmasınlar. Ne olur, biri yazsın da dişimi kırsın” Öyle ya, nereye giderse gitsin tilki kuyruğundan, insan kafasından kurtulamaz. Bu kitapta da “sen tilkiysen bende kuyruğunum” kurnazlığıyla, her dönem nerde, kimi izleyeceğini iyi bilenler var. Hem tilkileri, hem kuyruklarını birlikte görelim artık ve bu kitabı bu duyarlılık, bu bilinçle okuyalım.