ŞEHİD YOLUNDA

, ,

Cevad Kâzım’ın daha ziyade Türkçülüğün etkisinde kalmış, vatansever ve duygulu bir genç olduğu anıları arasına serpiştirdiği şiirlerden anlaşılmaktadır. İzmir’in işgalinden kurtuluşuna kadar geçen dönemi kapsayan ve bir nevi günlük şeklinde yazılan “milli hatıralar” sekiz bölümden oluşmaktadır. Belgesel bir nitelik taşıyan bu eser, Milli Mücadele ve inkılâplara gönülden inanmış bir Türk gencinin iç dünyasını yansıtması açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Cevad Kâzım 12 Şubat. 1924’te yazdığı önsözde eserini şöyle takdim etmektedir: “Bu eserimde hakikatin güzelliğini, sanatın inceliğine tercih edip, teşbih ve hayallere o kadar koyulmayarak , milli hatıralarımı açık, dumansız bir şekilde ve zamanında yazıldığı gibi anlatmak istediğimden, bu sadeliğin muhterem okuyucularımı memnun edeceğini ümit ederim.”
İstanbul’un işgalinden sonra aralarında milletvekili, gazeteci, asker, öğrenci ve sivillerin de bulunduğu bir çok kimse Milli Mücadeleye katılmak üzere Anadolu’ya geçmiştir. İlk zamanlarda Anadolu’ya karayoluyla gitmek daha güvenilir idi. Muhtemel bir çok tehlikeye rağmen, ilk geçişler İstanbul-İzmit ve Geyve güzergâhı üzerinden gerçekleşmiştir. İstanbul-İzmit ve Geyve güzergâhını takip ederek Milli Mücadeleye katılanlardan biri de, henüz genç bir Harp Okulu öğrencisi olan Cevad Kâzım’dır Onun gibi bir çok Harbiyeliyi Anadolu’ya geçmeğe zorlayan sebeplerin başında, Harp Okulunun işgal edilmesi ve nihayet bununla da yetinilmeyip kapatılması gelmektedir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk defa 1 Ocak 1920’de Halıcıoğlu’nda Mühendishane binasında açılan Harb Okulu, Nisan’ın ilk günlerinde işgal kuvvetleri tarafından basılmış ve öğrenime ara verilmişti. Öğrencilerden bir kısmı kurtarılabilen eşya ve teçhizatla birlikte Çengelköy’deki Kuleli İdadisi’ne taşınmışlardı. Harb Okulu eğitim ve öğretim faaliyetine 1 Mayıs 1920’den itibaren burada devam etti ise de, pek kısa sürdü. 5 Temmuz 1920’de işgal kuvvetleri burayı boşaltıp Ermeni yetimhanesi yaptılar Bunun üzerine öğrencilerden büyük kısmı, daha önce olduğu gibi Anadolu’ya geçmişlerdir. Cevad Kâzım Anadolu’ya ilk geçen grup arasında yer almıştır. Anılarından anlaşıldığına göre O, daha önce Kuleli’yi bitirmiş ve işgal esnasında Mühendishane’deki Harb Okuluna devam etmektedir. İşgalden sonra, Mayıs 1920’de dört arkadaşıyla birlikte, Kuva-yı Milliyeye, Küçük Osman Milli Çetesine, katılmıştır. Bu tarihten itibaren Geyve’de, Haziran’ın ilk günlerinde Ali Fuat (Cebesoy) Paşa kuvvetlerine kavuşuncaya kadar maceralı bir yolculuk yaşamıştır.

18685

Dil

Yayınevi

Yazar

Basım Yılı 1340 (1924)
Sayfa Sayısı 112+2 S 1 PL
Yayın Yeri Ankara
Çevirmeni
Durumu Karton Kapak İyi Kondisyon